;

Salı, Ocak 01, 2013

Hepi Niv Yır ya hani..

 Bir yılbaşını daha partilerle, eğlenmelerle ya da ailecek iyi dileklerle atlattık. Herkes güzel olsun tüm yıl diye diledi, daha sürprizli, daha harika olmasını istedi. Ama ne olabilir ki aslında? Diledik, güldük, eğlendik ve uyuduk sonra. Uyandık, kahvaltı yaptık ve dünün aynısı gibi devam ettik. Bilemiyorum belki benim için öyle oldu. 2-3 yaşlarında değilsen, gelişimin öyle ya da böyle tamamlandıysa yani boyun birden bire atacak yaşı çoktan geçtiysen, 2012 ile 2013'ü karıştıracak kıvamdaysan pek de bir değişiklik olmuyor hayatında. Kararlar alıyorsun belki uyuyana kadar. Uyanınca yine aynı sen, aynı ben. Seni değiştiren, çok özel ya da çok kötü bir günden daha az değerli aslında yılbaşı. 'Özel günleri en çok kutlamayı seven sendin aa ne oldu?' diyebilirsin içinden ki doğrudur hala özel günler özeldir, önemlidir. Ama çok iyi dilekler dilemek için ne bileyim  önemli bir kararı almak için 18 ocaktan farkı ne yılbaşının? (18 ocak farz edilen bir tarih tabii) Umutsuz değilim tabii ki. Bu sene olacak olayların tarihinin sonunda hep 2013 yazacak ve oraya buraya 'bugün şu oldu, bugün şu olacak' diye tarihleri not almayı çok seven ben, 2013 notlarında iyi şeyler olmasını diledim. Belki de bu yazdıklarımın hepsi bu yılbaşı gününü özelleştirmek istemememdendir. Normal bir günden daha fazla şey beklememdendir belki. O gece saat 2 bile olmamıştı kardeşimle yılın ilk kavgasını yaptığımızda. Son derece sinirli uyumaya gitti, birkaç dakika sonra ben gittim yanına öptüm, uyumamıştı zaten(sinirliyken uyuyamaz). 'Seni üzmek istememiştim kardeşim, seni çok seviyorum' dedim. 'Bende seni çok seviyorum ablacım.' dedi. Sarılıp uyuduk. Sabaha karşı 4 gibi uyandım. Telefona baktım, tekrar uyudum. Umarım yıla nasıl başlıyorsan öyle değil de, nasıl diliyorsan öyle gidiyordur. Hepimize mutlu yıllar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder