1942'de Kırşehirli 4 çocuklu bir ailenin 3. çocuğuydu. O zamanlar ilk ve orta okul birdi, O Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde okumuştu. Avukat olma isteğini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 4 senede bitirerek yerine getirmişti. Üniversite hayatının ikinci yılında Cumhuriyet gazetesine 'Türk Sosyalizmi' başlığında makalesi çıkmış, Türkiye'de sanat adına verilmeye başlanan ilk ödüller olan Yunus Nadi Ödülünü kazanmıştı. Ertesi sene de okulda öğrenci derneği başkanı seçilmişti. Okulu bitirdikten sonra da 3 sene kadar asistan olarak çalıştı. 12 mart döneminde bir yazsında kullandığı 'ordu uyanık olmalı' sözleriyle orduya hakaret etmek ve sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak suçu sebebiyle göz altına alındı. Mamak Cezaevinde 7 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Askerliğini ise subay olarak yapması gerekirken 'sakıncalı piyade eri' olarak Ağrı'nın Patnos ilçesine gönderildi. Ağır koşullar altında uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi. Askerlikten sonra(1975 yılından itibaren) Cumhuriyet gazetesinde 'Gözlem' adlı köşesinde yazmaya başladı. Bu sıralarda dönemi anlatan Suçlular ve Güçlüler, Mobilya Dosyası, Bir Pulsuz Dilekçe gibi kitapları yayınlanıyor, Sakıncalı Piyade eseri Ankara Sanat Tiyatrosu'nda Rutkay Aziz'le beraber defalarca sahneleniyordu. Bir çok eseri durmadan yayınlanmaya devam ediyordu. Bir ara Milliyet gazetesinde de yazılarını sürdürdü ama tekrar Cumhuriyet'e geri döndü. En son polis- mafya- siyaset ağını yoğun bir şekilde araştırmaya başlamıştı. 24 Ocak 1993' de ise Ankara'da Karlı Sokaktaki evinin önüne konulan bomba ile suikaste kurban giderek yaşamını yitirdi Uğur Mumcu. Karlı Sokak adıyla bir belgesel hazırlandı sonra hayatını konu alan, ödüllerini, eserlerini yazdı herkes, kitapları tekrar tekrar yayınlandı. Şarkı bestelendi adına. Dönemin devlet büyükleri eşi Güldal Mumcu'yu ziyaret ettiklerinde 'cinayeti çözmenin devletin namus borcu' olduğunu söyleyerek söz verdiler. Ama failler bulunamadı. Bir çok iddia atıldı, hiçbir delilin olmaması üzerine. Bir çok parkın adı Uğur Mumcu parkı oldu daha sonradan.
Şimdi de unutulmamış, insanlar anıyor saygıyla. Bu gece konuşulacak bir çok arkadaş buluşmasında 25 Ocak'a kadar. Bu sıralar kimse düşündükleri, yazdıkları yüzünden hapse atılmıyor, yargılanmıyor. Çevre, devlet daha mı rahat? Daha mı anlayışlı? Ya da biz mi rahatız, biz mi umursamazız? Bunun ayrımına varmak gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder