Pazartesi, Aralık 17, 2012
Bal şekerlenmesi sorunsalı
Bir ima falan yapmadım. Gerçekten evimdeki bir kavanoz bal şekerlenmeye başladı. Tabi ki görüntüsü değişmiyor da anlıyorsun böyle toz şeker yemişsin gibi geliyor ağzına, parça parça. Balı çok seven ben, en ufak bir tat değişimine dayanamam. Atmayı da hiç istemediğimden annemi aradım. Ki her zamanki gibi annem bir yolunu biliyordu. 'Sıcak suya koy kavanozu azcık beklet, geçer o' dedi. Ben şimdi mantıken bütün bir kavanoz bal şekerlendiyse her tarafının çözümümüz sıcak suya temas etmesi gerektiğini düşündüm. 'Leğene mi koyayım anne?' diye sordum. Elimdeki bir kavanozun tamamını alabilecek kapasitedeki kap leğendi çünkü. 'Yok kızım bir kaseye oturt yeter' dedi. Tamamen saçma gelen bu mantığı annem dediği için ve bir kavanoz balı ziyan etmemek adına kabul ettim, bir kase sıcak suya bal kavanozunu oturtup okula gittim. Eve geldiğimde bal eski tadına kavuşmuş, mutlu mesut kasenin kucağında uyuyordu. Bu yazının önermesi tabi ki balınız şekerlenirse ne yaparsınız? değil. Görmüyor musunuz? Kadın her şeyi biliyor. Anneler hiç yanılmıyor. Düşünüyorum ve benim şimdiki yaşımda anne olan annemi anlayamıyorum. Ben koca bir leğen sıcak suda zavallı bal kavanozunu boğularak ölüme terk edebilecekken O biliyor, bana gülüyor. Bunun gibi birçok örnek verebilirim sonuç hep 'aman anne ne gerek var' diyerek yapmadığım her şeyi yapmam sonradan çok gerekli oluyor. Hayat böyle... Ben gönderilmişim, ben ölmeden yaşayabileyim diye de annemin kızı olmuşum. Hadi bir şekilde yaşıyorum da bir sorunumuz daha var bu gidişle anne olamayacağım ben anne. Ya da bana 'şuan acıktım beni beslemen gerek, bak pencereden sarkıyorum başım vücudumdan ağır şu yaşlarımda beni pencerenin önünden çekmen gerek, galiba kötü bir yola giriyorum bana yasak koyman gerek' vs. diyen bir çocuk gönderilecek anca öyle.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder