;

Salı, Şubat 26, 2013

Çikolata aşkı

  Makul sebeplerden ötürü pastacılık kursunu yazamadım, özürlerimi iletip hemen görsel anlatıma geçiyorum :) Ne yazık ki iş yerinin ona oyunundan dolayı Didem gelemedi ama apart zamanlarından eski bir arkadaşımla karşılaştım orada. 

Öncelikle ilk geldiğimizde herkesin önünde bu kap ve malzemeler vardı, azıcık bir çikolata geçmişi ve övgülerden sonra tek bir ocakta 200 gram kadar çikolatamız Ben-Mari usülü(yeni öğrendim hemen kullanmalıydım) ile eritilmeye başladığında bizde eldivenlerimizi, önlüklerimizi taktık. Daha sonra eldiven neymiş diyerek ellerimizle çikolatalara Türk kadınının hamur açma edasıyla giriştik. Çikolata kalıplarımız özel getirtilmişti, Eskişehir'de yok mesela öyle saf çikolata satan yer. Allaahımmm ne güzel çikolataydı o. Ben çikolata sevmem'cilerin avcudunun içini yalatırdı. 








    Keşke kamera 100 piksel olsaydı da şu çikolatanın kıvamını görebilseydin 'işte tam şu kıvamda olmalı' derken kaşığı havaya kaldırma evresinde hop diye tutacaktım havada (evet BİTTER kardeşim bitter güzelin ötesindedir.)

  Geçenlerde de yazdığım Truffle( Trüf diye okunuyormuş) yapımına başladık. Küçücük kalıplarımız vardı. Yaptığımız çikolata o kadar ısıya dayanıksızdı ki ellerimizin ısısında bile akıp gidiyordu. O yüzden hızlıca yuvarlak küçük toplar yapıp kakaoya batırmak gerekiyordu. O hızlıca yuvarlama anını nasıl anlatırım bilmiyorum ama milletin aceleyle ellerinden çikolatalar aka aka yuvarlama işlemini yapması o kadar komikti ki bir süre sonra herkes top yapmayı bırakıp kapları sıyıra sıyıra yedi. Aslında son evresini de çekecektim ama yedikten sonra aklıma geldi. Çok güzel oldu diye hayal et işte sen :D

                                  Bunlar da sıyırma evresi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder