İnsanın hayatının rutine binmesi çok garip sevgili okuyan. Ben mesela şuan etlisine sütlüsüne karışmadan bu şekilde ömrümün sonuna kadar yaşayabilirim. Okulu bitirme evresi yok, bi sınava girme riski yok, öyle bir düz çizgi. Tabii ki insanın karşısına ne çıkacağı belli değil ama özellikle kendim adına konuşabilirim ki aylar sonra ibaresi düşse hayatıma yine her şey aynı olacak. Günlük durum komedileri, anılar yaşanıyor onları da kaçırmamak lazım dediğini duyar gibiyim. Yalnız radikal bir şeylerden bahsediyorum ben.
Bazen çok sevmeme ve taşınmayı hiç düşünmememe rağmen ev bakarken buluyorum kendimi. Sırf değişiklik olsun diye. 'Allah'dan bul Hazan' diyenleri de duyuyorum sanki. Evlenen bir arkadaşımın kurduğu 'işlerimizi bulduk, iyi de kazanıyorduk, askere gitti ve bir tek evlenmemiz kalmıştı biz de evlendik' cümlesindeki sırası geldi yaşadık mantığı garip geliyor sadece. Sırasıyla okulları kazandık, okuduk, mezun olduk ve iş bulduk şimdi öyle gün geçirme yaşamı sırası mı?
Depresif bir havayla bunları yazdığımı düşünmeni istemem sevgili okuyan. Hatta şuan kasım ayının sonlarında olmamıza rağmen ofisin camından müthiş sıcak turuncu bir ışık süzülüyor saçlarıma ki ben bu halini çok severim. Hemen sol elimin altında daha yeni hazırlanmış tam kıvamında filtre kahvem, sağ elimin yanında içinde rengarenk kalemlerin bulunduğu metal bir kalemlik bulunmakta. Yani her şey normal. Peki nedir bu normal? Hığmmm canım sıkıldı artık yoksa ben miyim anormaaağl.
Sanırım hayatımda sürekli heyecanda kalan bir şeyler ihtiyacındayım. Bunu iş-aile-ev içerisinde sağlamak azıcık riskli olduğundan ikili ilişkilerimde sağlıyorum galiba. Seviyorum efendime söyleyeyim iniştir, çıkıştır. Ya da bilemiyorum her şey rayında olan, normal değil de her açıdan mutlu olunan bir hayat nasıl oluyor, o zaman da azıcık bozulması gerektiği hissi geliyor mu gerçekten hiç bilemiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder