;

Pazartesi, Nisan 21, 2014

Mezun olmaya yaklaşırken bitsin bu okul da kurtulalım diyorsun ya hani 'kurtulmak' kavramının içinde istediğin yerde çalışabileceğin, işten sonra sürekli 'hobba eller havaya bugün nereye akıyoruz' tarzı cümleler kurduğun, klimalı, düzgün parkeli/seramikli, parasını keyfi için harcayan ve sana da o ölçüde para veren adamlarla dolu bir ortam düşünerek seviniyorsun.

Ama olmuyor.

'Beğenmediğim bi yerde çalışmam abi banane' derim ya KENDİ PARANI KAZANMAK DAHA NE OLSUUN!! diye düşünüyorsun ya. İlk iş araba almak canım yok artık mimarlar hemen ev alıyoormuş diyorsun.

Olmuyor.

Daha ziyade 'oh be bu iş iyi işte tıkırında millete bak ne kadar çok işsiz var' diyorsun. NE DIŞARI ÇIKIP 1 BİRA MI İÇELİM OLEEY. derken buluyorsun kendini.

Bi işe atılıyım Asuman'lar gibi kot giyip gelmek zorunda kalmıcam. O zaman herkes topuklu ayakkabı giyer yadırganmam yaşasın. diye düşünüyorsun ya.

O da olmuyor.

Kendini bırak topuklu ayakkabıyı terlik giymek isterken buluyorsun. Özellikle mimarlık okuduysan şantiye ya da sabahlama ihtimaline karşı ne kadar gözden çıkarılacak kıyafetin varsa onları raftan çıkarıyorsun. Öyle ki giydiğin taytlar, etekler bir süre sonra aklına dahi gelmiyor. Ve patronların Asuman'lardan daha sade giyiniyor, öyle de bekliyor. 

Hala ilk yılların çalışması böyledir umudum var ama. Büyük şirketlere filan gireriz kızım orada işte o topuklu alınacak illa kii prezentabl olmak şart bikeree! diye hayaller kuruyorum.

Ağlama belki olur. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder